getirmek

getirmek
(-i, -den, -e)
1. 带来, 运来, 拿来, 送来: Ali de evden tabaklar ve çatallar getirmiştir. 阿里也从家里拿来了盘子和叉子。Eşyalarımı odama getiriniz, lütfen. 请把我的行李拿到我的房间来。Uçak bizi, göz açıp kapayıncaya kadar Beijing’e getirmişti. 一眨眼的工夫, 飞机把我们带到了北京。
2. 引来, 带到: suyu dağdan köye \getirmek 把水从山上引到村里 Arkadaşı bizi çevirip evine getirdi. 他的朋友把我们叫住并带到他的家里。Getirin şu keratayı bana! 把这个无耻之徒给我带过来!
3. 放到…旁边, 放到…上面
4. 认为…来到: Baharı getirdik. 我们认为春天到了。
5. 提出: örnek, kanıt, tanıt \getirmek 提出例子和证据
6. 引起, 导致, 造成: Bu rüzgârlar kar getirecek. 这场风将带来大雪。
7. 转达: selâm \getirmek 转达祝愿
8. 使收益: Bu araba her gün bin yuan getirir. 这辆车每天能挣1千块钱。
9. 任命, 提拔: Bay Li'yi genel müdürlüğe \getirmek 任命李先生为总经理
10. 用作: Bu sözcüğü hangi anlama getiryorlar, kestiremiyorum. 他们把这个词用作何意, 我不能断定。
11. 抚养, 养活: Kırk yıldır yemedim içmedim, kan tükürüp seni bu boya getirdim. 多年来我舍不得吃舍不得喝, 含辛茹苦地把你养到这么大。

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • getirmek — e 1) Gelmesini sağlamak Dün bir deri bir kemik hâlinde eve getirip bırakmışlar. R. N. Güntekin 2) de Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak 3) i Erişmek veya eriştiğini sanmak Baharı getirdik. 4) nsz İleri sürmek Örnek getirmek. 5) nsz Sebep… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ...-ına (veya ...-ine) getirmek — birini, istediğini yaptıracak duruma getirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • açıklık getirmek (veya kazandırmak) — bir konu veya sorunu anlaşılır duruma getirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • olupbittiye getirmek — oldubittiye getirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • peresesine getirmek — tam sırasını, uygun zamanını bulmak, biçimine getirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uğur getirmek — iyilik, şans, talih, bereket getirmek Emeti ile evlenmek, Satılmış a uğur getirmişti. E. E. Talu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ... demeye getirmek — doğrudan söylemeyip dolayısıyla anlatmak Çağımızı kötülemek, bugün gerçek şair, eskisinden azdır demeye getirmek için mi söylüyorum bunları... N. Ataç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • açmaza getirmek (veya düşürmek) — düzen, hile yapmak, bir kimseyi oyuna getirmek, zor duruma sokmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • emdiği sütü burnundan getirmek — anasından emdiği sütü burnundan getirmek Bu olanları başka birinden işitecek olursam emdiğin sütü burnundan getiririm. B. Günel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fütur getirmek — bezginlik getirmek, bezmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hizaya getirmek — birinin davranışlarını düzeltmek, yola getirmek Bir defada sözü, beni meslek hayatımda hizaya getiren uyarmalardan biri olmuştur. B. R. Eyuboğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”